15 Şubat 2013 Cuma

Merhaba arkadaşlar,
Bugün size bir site yapmak için çıktığım yolda ne gibi yollardan geçtiğime değineceğim. Bildiğiniz üzere basit anlamada 3-5 veya 10 sayfalık statik bir site birazcık HTML ve CSS hadi birazcık da javascript (JQUERY diyelim) ile çok rahat yapılabilir tabi kodlamasını biliyorsanız. Eğer misafir kullanıcı ile etkileşimli veya sık güncellenecek dinamik bir site istiyorsanız tabi işin doğası yukarıdaki bildiklerinizin yanına PHP, ASP.NET veya JSP (JSF) den birini de eklemeniz gerekecek ve veritabanı kullanmayı da bilmeniz gerekecek haliyle bu site için. Peki basit anlamda statik bir site veya daha kompleks dinamik site en az gayretle nasıl yapılır? işte ben bu sorunun cevabını henüz  bulabilmiş değilim çünkü teknoloji her geçen gün ilerliyor ve tamam buldum dediğim sırada bir başkası onu koltuğundan ediyor. Bildiğiniz üzere önceden site yaparken tablo kullanmak moda idi. izlediğiniz tasarım videolarında anlatan kişi önce şöyle bir güzel tablo çizer sonra çizdiği tabloda insan çizer gibi sitenin kolunu bacağını gövdesini çizerdi. Günümüzde ise artık "div" kullanımı moda. ilerleyen süreçte ne olur bilinmez. 

Her neyse dönelim konumuza. Bir site en kısa ve en güzel bir şekilde nasıl yapılır diye çıktığım yolda şu ana kadar bir çok platformla tanıştım ve her seferinde "vay arkadaş bunu şu ana kadar nasıl duymadım..." şeklinde veryansın etmediğim de olmadı değil ta ki bir diğeri onu koltuğundan edene dek. İşte basit anlamda HTML ve birazcık da CSS bilgisiyle başladığım site yapma yolunda baktım ki her şeyi tek tek elle yazıyon, dedim arkadaş böyle şey olmaz bu kadar millet elle mi giriyo tüm kodu. Sonra bir baktım ki hazır kod editorleri var bu işi sizin için yapan (ASP.NET, JSF(JAVA FRAMWORKS (ZK, SPRİNG)), DREAMWEAVER ...). Aradan geçen zamanda tabi biraz da PHP ve MYSQL öğrendikten sonra artık dinamik site bazlı düşünür olmuştum. Ama yine de bazı şeyler eksik gibi geliyordu bana. Kodları görsel olarak editor yardımıyla yazsak da yine çok fazla kod bilgisi bilmeye ve görsel anlamda fotoshop veya onun açık kaynak versiyonu (open source)  GİPM'i bilmek gerekiyordu. Bu ise ciddi bir süreçti. Yeni bir sayfa eklerken belki editor yardımıyla öncekine göre daha rahat yapabiliyorduk sayfayı ama yine de işin doğasında olay manuel yani elle yapılıyordu.

Tam da bu iş böyle yürümez, site yapmanın daha kolay yolu yok mu dediğim bir sırada arkadaşın birinden ben sitemi "wordpress"te yaptım sözü bende ciddi yankı buldu. Wordpress de neyin nesiydi. Zaten araştırmayı seven biri olarak başladım araştırmaya. İnanır mısınız bir worpress'i localhostta çalıştırmak neredeyse 15 günümü aldı. bir türlü çalıştıramıyordum ama sonucu merak etmekten de kendimi alamıyordum. Nihayet başardım ve denemeye başladım.  Amanın o da ne: artık kod yazmak yok! Eklenecek içerik yönetim panelindeki çok kullanışlı içerik editörüyle çok rahat eklenebiliyor. Ayrıca içeriğe çok farklı biçim verebiliyorum. Görsel anlam da değişik ayarlamalar yapabiliyorum. Kendi kendime düşünüyorum "galiba bu son nokta herhalde". Tabi işin ucunu wordpress ile bırakacak mıydım sizce? Hayır. Sonra geçtim "joomla"ya. ilk kurunca gelen o beyaz şeffaf ekran beni mest ediyordu. Wordpressten sonra ülkemizde en rövaşta olan içerik sistemidir diyebilirim. Fakat bir şey yanlış gidiyordu. Eklediğim içeriğin nerede çıkacağını (hangi blokta) bir türlü ayarlıyamıyordum. Herhalde ilk izlenimim olsa gerek bugün bile aradan geçen o kadar zamana rağmen "joomla" öğrenmenin "drupal" öğrenmekten çok daha zor olduğunu düşünüyorum. Ama joomla'nın yönetim panelindeki o görüntü zevkini çok az içerik yönetim sisteminde buldum diyebilirim. Joomla kullanan arkadaşlara tavsiyem joomlada "K2" diye bir eklenti var. O eklenti ile beraber yönetim paneli daha kullanışlı ve da sizin kontrolünüzde oluyor. Mutlaka deneyin derim. Her neyse joomladan sonra geçtim "drupal"e. Amacım başta da olduğu gibi bir site en hızlı ve en güzel nasıl yapılır sorusunun cevabını kendimce bulmak (sanki madalya verecekler bulsam :D). Tabi ilk drupal'i kurdum bana bayağı yabancı geldi açıkçası ilk başta. Kendi kendime diyordum yahu bunun nasıl bir editorü var böyle ben yazıyı nasıl şekillendireceğim. Hakikaten drupal'in normal kurulumundaki editorde yazıya şekil vermeniz için (örneğin kalın, italik, sağa-sola yaslı) koda bulaşmanız gerekiyor. Sonra bir bakıyon yazı linkine "node/sayı" şeklinde. Halbuki hem wordpress'de hem de joomla'da böyle bir sorunla karşılaşmıyorsun. Tabi bunlar benim ilk düşüncelerimdi drupal'in bu durumuna sorunlu demek. Sonradan fark ettim ki drupal piyasaya sade bir çekirdek sürümü ile çıkıyor. Onu ehilleştirmek sana kalmış, bunu ise eklentilerle yapıyon. Editör mü istiyon istersen ckeditörü, istersen BU editörü istersen fckeditörü hangini istersen kur. Aynı şekilde link sorununu çözmek mi istiyon kur "pathauto" modülünü sorun bitsin. Aynı şekilde performans mı istiyon kur "boost" modülünü al sana performans. Tabi gaza gelip tüm eklentileri de kurmaya çalışmayın sitenizi internette görmek için 3-5 dakika beklersiniz. Yani işinizi görecek eklenti dışında bir tane fazla yüklememeye çalışın derim. Bunu sadece drupal için demiyorum, ister php diliyle yazılmış drupal, joomla, wordpress... isterse de asp.net ile yazılmış dotnet nuke, umbraco, orchard, composite c1... olsun durum aynı.

Her neyse ben de https://www.acquia.com/blog/how-learn-drupal yazısındaki içerik yönetim sistemleri arasındaki git-gelli durumla bayağı karşılaştım. Öyle ki sabah wordpress, öğle joomla akşama ise drupal :D (işin espirisi). Ama hepsinin kendine göre avantajı ve dezavatajı olduğu kesin. Önemli olan senin ihtiyacın ve senin ihtiyacına en uygun olan hangisi.

Her neyse ilerleyen dönemde webmatrix 2'yi keşfettim. Çünkü daha önce php dili ile yazılmış içerik yönetim sistemlerini XAMPP veya WAMP server ile test ediyordum ve ASP.NET ile yazılmış IIS'te çalışması gereken içerik yönetim sistemleri test edemiyordum. Açıkçası IIS kullanmak bana zor geliyordu (Tabi bilgisayarınızda .NET yüklüyse IIS de gerekmeyebilir). Sonuç olarak Webmatrix 2'yi keşfetmek bende yeni bir ufuk oluşturdu. Artık istediğim içerik yönetim sistemini çok rahatlıkla indirip kurup test edebiliyordum.
Webmatrix 2
 Artık daha önceki araştırdığım "bir site en hızlı ve en iyi nasıl yapılır?" daha çok dallandı budaklandı. Aralarında Umbraco, Orchard ve Composite C1'in de olduğu bir çok .NET platformlu içerik yönetim sistemini test ettim. Orchard'ın yapı olarak drupal'e benzediğini görünce çok şaşırdım (field-node-block-page olarak yani). Ayrıca Orchard'ın "Blogger" gibi widget eklenimi beni daha da şaşırttı. Bir başka şaşkınlığım ise 2010 yılına kadar Avrupa'da paralı içerik yönetim sistemi olan Composite C1'de oldu. Çünkü indirme sayısına bakıldığında önemsiz gibi görünen bu cms bence ileride çok tutacaklardan biri olacak. Öyle ki yönetim paneli ve modül eklenmesi çok kolay. En kullanışlı yapısından birisi ise editorü. Composite C1'de bir foto galeri eklemek veya video eklemek (add > function > nivo slider olay bitti!!!)... kendine has ve güzel bir yapısı var anlayacağınız. Yani Composite C1 nasıl çoğunluk tarafından keşfedilmemiş esas şaşkınlığım da orada zaten. 

Bu günlerde ise cms üstü yapılar olan Sharepoint ve Liferay var inceleme gündemimde. Kısacası HTML ile başladığım süreç nerelere geldi dayandı ve hala "java based web platforms" denilen ZK ve SPRİNG tarzı platformları keşfedemedim.

İlerleyen  günlerde yeni denizlere yelkenaçmak üzere hoşçakalın.

3 yorum:

  1. Merhaba ,
    Yazdıklarınızın tamamını gözden geçirdim, bazısını baştan sona dikkatlice okudum. Bir site nasıl yapılır maceranızı içtenlikle paylaştığınız için kendi adıma teşekkür etmek istiyorum.

    Çıkış noktanız, adım adım ilerleyişiniz, ulaştığınız sonuçlar ve bütün bu tecrübenizi hikaye tadınla içtenlikle paylaşmanız bence çok kıymet verilmesi gereken bir eylem. Umut ederim ki; bu mecrada hevesi olan herkesin google araması sonucuna ilk olarak sizin siteniz gelir. Bence bakış açınız ve değerlendirmeleriniz çok hoş. Yazdıklarınızda tarih göremiyorum. Umarım yazmayı bırakmamışsınızdır. Sizden bir Composite C1 veya Drupal 8 incelemesi okumak isterdim.

    Bizim memleketin insanı konu bilişim dünyasından herhangi bir konu olsa bile fanatiklikten kurtulamıyor. Etrafta WP mi Drupal mı diye kavgaya tutuşan çok adam var. Bir de benim yardım vampirleri sıfatını yakıştırdım, tek derdi o an ki küçük sorununu okumadan araştırmadan çok kısa sürede çözüme kavuşturmak isteyen onlarca siteye soru sorup cevap bekleyenler var. Halbu ki biraz araştırsa kolayca çözümü bulacak.

    Açık kaynak, kapalı kaynak , şu CMS bu CMS ayırımı yapmadan konuyu etraflıca ve çok fazla ayrıntıya boğmadan vermeniz bana çok faydalı oldu. Umarım ilerlediğiniz yolda hedeflerinize ulaşırsınız. Size iyi çalışmalar ve başarılar diliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle yorumlarınızdan dolayı teşekkür ederim. yazının yazım tarihi linkte".../2013/02/..." veriliyor ama ben bu makaleyi daha önce bir başka yerde de yazmıştım ama burdaki kadar düşüncelerim derli toparlı değildi. yazıda da geçtiği gibi html'den içerik yönetim sistemlerine doğru geçişi anlatan bir hikaye söz konusu. Ama bu süreç bayağı sancılı bir süreç. Bir konu hakkında bilgin yok ise eğer en önemli şey konuya nasıl yaklaşman ve "öğrenmeyi nasıl öğrenebileceğimiz"dir.

      Üçüncü paragrafta yer alan düşüncelerinize katılıyorum. Yani bir kısır döngüde sahiplendiğimiz bir şeyi savunup durmaktansa eleştirel olmak çok önemlidir. Çünkü eleştirel bakamayanlar baktığı çerçevenin dışındaki dünyayı göremezler. Ama üçüncü paragrafta yer verdiğiniz "yardım vampirleri" ile anlatmaya çalıştığınız düşünceye kısmen katılıyorum. Yukarıda da değindiğim gibi "öğrenmeyi öğrenme"ye yeni başlayanlar ve konu hakkında çok az bilgi sahibi olanlar sordukları sorunun gerçekten sorulması gereken bir soru mu olup alamayacağını bilemeyebilmekte.

      Bu arada hala web uygulamalarına yönelik (drupal tabi baş köşede olmak üzere) araştırmaya devam ettiğimi belirteyim. Drupal 7 yeni yeni oturduğu için drupal 8'le ilgili henüz detaylıca araştırma yapmadım. Eğer composite C1 i incelemişseniz yönetim paneli kısmının ve yazı editörü kısmının güzelliğini (tabi benim görüşüm) farketmişsinizdir. Composite C1 de birçok farklı ve yeni teknolojiler kullanarak site yapma imkanı veriyor. Kolayca kurup denenebiilir onlarca eklentisiyle bir site için gerekli çoğu ihtiyacı rahatlıkla giderebiliyoruz. Ayrıca bir yönetim ekranından birden fazla site açarak yönetebiliyoruz. Bu yönetim panelinde kullanıcılara farklı rollar atayıp kullanıcıların değişik seviyelerden erişimini rahatlıkla yapabiliyoruz (örneğin veritabanı erişimi, admin erişimi, yazar erişimi, vb.). Fakat benim gördüğüm belli başlı eksikleri var: tabi bir başkasına göre eksik olmayabilir
      - Tema desteği oldukça az. Gördüğüm kadarıyla koda bulaşmadan yapamıyoruz gibi. Birkaç bootstrap örneği verilmiş ama ...
      - Temel fonksiyonlarda eksiklik var. Örneğin drupal ile rahatça yapabildiğim resim işlemleri (crop, resize, vb) upload sırasında değilde tek tek yapıyoruz elle. Ayrıca çoklu resim veya diğer dosyalardan çoklu upload yapabilmek için zipli dosyadan yapmak durumundayız. Halbuki drupal ile bir çok yöntem ile rahatça, zipli dosyaya gerek kalmadan bu işi yapabiliyoruz. Tabi bu drumun oluşmasında drupalin çok güçlü forum kullanıcılarının etkisi çok fazla.

      Drupal 8 ile Composite C1i karşılaştırmam zor, http://www.cmsmatrix.org/ dan karşılaştıralım diyeceğim ama orda da composite C1 ile drupalin en son sürümleri yok. Ama yinede sistem olarak cmsmatrix'deki karşılaştırma belli bir düzeyde bilgi verebilir.

      umarım yararlı olmuştur.

      Sil
  2. Yorumuma verdiğiniz hızlı ve ayrıntılı cevap için teşekkürler.
    Yeni yazılarınızı bekliyoruz.
    İyi Bayramlar

    YanıtlaSil